Karadeniz kıyıları her zaman görmek, gezmek istediğim yerler arasında bulunur. Yükseklerde bulunan ahşap evler, yemyeşil ormanlar ve temiz hava ve sessizlik için eşi bulunmaz bir yerdir. Dolayısıyla, arkadaşım bana bir Karadeniz turundan bahsedince de oldukça heyecanlanmıştım. Gideceğimiz yeri duyunca ise sevinmiştim, ancak aynı zamanda da pek güzel hatıralar canlanmadı aklımda. "Gündoğdu" ismi bana tanıdık geliyordu, çünkü haberlerde adını duymuştum. 2010 yılının ağustos ayında yağan yağmur bu ilçeyi perişan etmişti. Dere yataklarından taşan sular birçok ev, araba ve eşyayı beraberinde götürmüş, canlılara zarar vermişti. O olaydan beri ise Gündoğdu ilçesinin yeniden yapılanması için uğraşılıyordu.
Rize ve Karadeniz Bölgesi'ndeki komşusu Trabzon'un su baskınları ile ilgili olan geçmişi de pek temiz değil. İnternette su baskınları ile ilgili araştırma yaparken aşağıdaki haritayı görmüştüm.
Rize ve Karadeniz Bölgesi'ndeki komşusu Trabzon'un su baskınları ile ilgili olan geçmişi de pek temiz değil. İnternette su baskınları ile ilgili araştırma yaparken aşağıdaki haritayı görmüştüm.
Görülebildiği üzere Rize'de bir yılda 100 civarında su baskını yaşanıyor. Trabzon'da ise yıllık 100'ü aşkın su baskını bulunuyor. Karadeniz kıyılarının bu nebze sıkıntı içerisinde bulunması ikliminden kaynaklanıyor. Yıllık en fazla yağışı alan Karadeniz Bölgesi'nde dereler oldukça sık bir şekilde taşıyor ve insanlar oldukça ciddi zararlar görüyor. Dolayısıyla bu bölgeleri ziyaret ederken dikkatli olmak gerekiyor. Örneğin ziyaretin yağmurun en az olduğu mevsimde yapılması lazım. Bunun yanında yağışlara karşı gerekli olan kıyafetleri almak büyü bir önem taşıyor. Arkadaşım bana gezi ile ilgili konuşunca internette Karadeniz'in yıllık yağış haritasına bir göz attım.
Rize'de yağışın en az olduğu ayların nisan-mayıs-haziran olduğunu görünce ise Rize-Gündoğdu gezimize nisan ayının 15. gününde başlamaya karar verdik. Arada bulunan kısa zamanda ise gerekli olan kıyafetleri ve eşyaları hazırlayabilecektik.
Doğa ile iç içe bulunan, yeşili ve sessizliği ile ünlü Rize'ye rahat bir uçak yolculuğunun ardından ulaştık. Şehre adımımızı atar atmaz bizi ilk olarak etkileyen şeylerden birisi havanın temizliği oldu. Şehirde yaşayan insanların muzdarip olduğu ilk iki şeyden birisi kesinlikle havanın kirliliği. Maalesef günümüzde büyük şehirlerdeki hava inanılmaz bir hızla büyük fabrikalar tarafından kirletiliyor. Dolayısıyla şehir dışına kısa bir süreliğine tatile giden insanları havanın temizliği hayran bırakıyor. Bizim de ciğerlerimiz Karadeniz ormanları sayesinde bayram ediyor.
Şehir dışına tatile gelen insanların ilgisini çeken ikinci bir şey ise sessizliğin ve stresin neredeyse var olmaması. Koşuşturma arasında geçen günler, aylar ve hatta yıllar ardından Rize gibi kendi halinde bir sahil kasabasında yaşama düşüncesi birçok insanın hayallerini süslüyor. |
Karadeniz Bölgesi'ne gelen insanların olmazsa olmazlarından birisi ise yemeklerin tadına bakmak. Ben de arkadaşlarım gibi kendimi Karadeniz yemekleri yapan yerel bir restorantın içerisine bırakıyorum. Muhlama, Karadeniz pidesi, hamsi, tekir balığı, mısır ekmeği, sütlaç gibi yöresel lezzetlerin tadına doyamıyoruz ve gezimizin en güzel bölümünün bu bölüm olduğu üzerinde anlaşıyoruz.
Rize'nin merkezine olan eğlenceli ve kolay yolculuktan sonra daha zor olan kısım başlıyor, Gündoğdu'ya ulaşabilmek. Gündoğdu Rize'nin sahilde bulunan ilçelerinden bir tanesi, dolayısıyla alçak bir konumda bulunuyor. Denize paralel olan dağlara yaklaştıkça da yükselti oldukça hızlı bir biçimde artıyor. Dolayısıyla yollar zaman zaman dağlık yerlerden geçiyor ve ulaşımı oldukça zorlaştırıyor. Gündoğdu'ya özel olan başka bir sorun daha var, o da yolların çoğunun ciddi zarar görmüş olması. Engebeli yapıya sahip olan yollar su baskınının yıkıcı etkisi ile daha geçilmez bir hal alıyor. Yandaki fotoğraf da geçtiğimiz yolların birisinde çekildi. Yolların nasıl bir hal içerisinde olduğunu ve insanların bu yolları düzenlemek için harcadığı çabayı anlatmak için zaman zaman kelimeler yardımcı olamıyor.
Gündoğdu ilçesinde bütün ağustos ayında beklenen yağışın bir gün içerisinde yağmasından (170kg) dolayı oluşan su taşkınları sele ve toprak kaymasına sebep oldu. Bu doğal afetlerden dolayı 12 kişi hayatını kaybederken 2 kişi ise kayboldu. Maalesef o iki kişiden hala bir haber alınamadı. Polis ise boğulmuş olabilecekleri olasılığı üzerinde durdu.
Can kayıplarının yanı sıra çok ciddi derecede mal kayıpları yaşandı. Gündoğdu ekonomik olarak çok büyük bir darbe yedi. İlçede bulunulan yollar kullanılamaz hale geldi, hepsinin en baştan inşaat edilmesi gerekti. Yolların kullanılamaz durumda olması heyelandan sonra güvenlik güçleri ve yardım ekiplerine zor anlar yaşattı. Özellikle bazı köylerde bulunan göçüklere ve yıkılmış olan evlere yetkililer uzun süre ulaşamadı. Ulaşım sıkıntısı kurtarılabilecek insanların da hayatlarını kaybetmelerine neden oldu. İlçede bulunan sayısız işyeri, ev ve tesis sular altında kaldı. İlçe sakinleri her ne kadar yoğun çaba sarfettiyse de 20 ev yıkıldı, 100'den fazla ev ise oldukça büyük zarar gördü. İlçedeki insanların belirttiğine göre derede bulunan su akıntısı araçların yarı seviyesine kadar yükseldi. Bunun sonucunda 100 araç kullanılamaz hale geldi, 400 araç ise yolda mahsur kaldı. Yetkililer yardım gereken bölgelere botlar ile gitmek zorunda kaldı. Maddi olarak büyük zarar görmüş olan ilçe sakileri ise bir süreden sonra canlarını kurtarmak için yüksek bölgelere, çatılara, arabaların üzerilerine, tepelere çıktı. Sonuçta ise artık insanlara tanıdık gelmeye başlayan görüntüler televizyonda ve gazetelerde kendine yer buldu. Dere yatağından gelen su akıntısı ile boğuşan ilçede altyapı hizmetleri ve çalışmaları da çok büyük zarar görmüş durumda. Her yerin su dolduğu bölgede vatandaşlara su ulaştırılamıyor. Bunun yanı sıra yakınlarda bulunan hidroelektrik santralinde ciddi derecede hasar var, ve dolayısıyla elektrikler kesik. Bu gibi durumlar doğa ile "savaş" halinde olan ilçe halkı içinse başka zorluklar anlamına geliyor. |
İlçede bulunan ekonomik ve sosyal zararlar bir kenara bırakılırsa, selin sebep olduğu en büyük problem toprak kayması olarak göze çarpıyor. Binaların temeline büyük zararlar veren çoğunu yıkan, ayakta kalanları ise yaşanılması tehlikeli hale getiren toprak kayması ilçenin tabanının bir nevi yok olmasına neden oldu. Toprak kayması binaların yıkılması gibi geçici sıkıntıların yanı sıra birçok kalıcı ve geri dönüştürülemez hasara da sebep olduğu raporlar arasında.
Toprak kayması nedeni ile Gündoğdu'nun doğal yapısı zarar gördü. Toprak kayması ile birçok hayvanın ve bitkinin zarar görmüş olduğu bilgisi insanların arasında dolaşıyor. Çay bahçeleri ve fındık tarlaları ile meşhur olan ilçenin toprak yapısı da selden ve toprak kaymasından nasibini aldı. Toprağa birçok farklı mineral ve zararlı organizmaların girmesi ile toprağın verimliliği dramatik bir biçimde düştü. Dolayısı ile üretim ve yetiştirilen ürünlerin kalitesi geçen yıllarla kıyas edilemez duruma geldi. Bir başka sıkıntı ise ilçenin adının da bu olaydan sonra kötü bir duruma düşmesi. Yazın en fazla turistin ziyaret ettiği bölgeye gelen turist sayısı oldukça azaldı, devam eden mevsimlerde ve aylarda da ziyaretçi sayısı geçen yıllardaki verileri yakalayamadı. |
Bunca zorluk ve sıkıntı içerisinde bulunan ilçeye kısa bir süre sonra TBMM'nin kararı ile acil yardım paketi gönderildi. 1.5 milyon TL tutarındaki bu yardım ile ilçenin yeniden planlanması ve gerekli yerlerin yeniden inşaatı amaçlanıyor. Halkı kısa bir süre içerisinde birlik duygusu içerisinde toplayan Kızılay ise birçok yardım kolisi ile insanların bu sıkıntılı zamanlarında hayatlarını bir parça olsun azaltma peşinde.
Bizim de Rize/Gündoğdu'yu ziyaretimizde dikkatimizi en çok çeken şeyler yenilemeler ve inşaatlar oluyor. Yeniden bir sel ve heyelan yaşanması riskine karşın belediye aldığı büyük ekonomik desteği de kullanarak ilçeyi bir nevi baştan aşağı inşaat ediyor. Yol yapım ve ıslah çalışmaları ile toprak yollar yerine yağmura daha dayanıklı olan asfalt yolların kullanımı arttırılıyor. Var olan yollar ise daha yüksek olacak şekilde yenileniyor ve sel durumuyla bir kez daha karşı karşıya kalınması durumunda daha az zarar görüleceği ümit ediliyor. Yolların yanı sıra ilçenin altyapısı ise daha kaliteli malzeme ve işçilik ile güçlendiriliyor. Sahilde bulunan liman ise olası bir sele karşı daha güçlü duracak bir şekilde yeniden tasarlanmış.
|
Yıkılan ve zarar gören evler de belediye tarafından yenileniyor, baştan aşağı inşaat ediliyor. Ancak, dere ve nehir yataklarının yanında bulunan evler ise yıkılıyor. Gündoğdu belediye başkanı Süleyman Yıldız'ın belirttiğine göre dere yataklarının kenarında birçok ev bulunuyor. Bu bölgelerde yaşayan vatandaşların bir kez daha bu şekilde zarar görmemeleri için evleri daha merkezi ve yüksek yerlere yeniden yapılıyor. Sel felaketinden mağdur olan ve işyerleri büyük zarar eden insanlara ise zararları bizzat belediye tarafından geri ödeniyor, ve işyerlerinin yeniden inşaatına yardım ediliyor.
Selden sonra işini kaybedip göçenlerin dikkatini çekmek için ise devlet bir çözüm bulmuş. Buna göre bir işyeri sahibi olmak isteyenler çok düşük faizlerle kredi alabiliyorlar, işyeri sahibi olmaları için belediye her insana destek veriyor. Büyük darbe yiyen Karadeniz turizmine destek olmak amacıyla otel veya han kuracak ve işletecek her türlü girişimciye de büyük destek veriliyor. Bununla beraber kaybedilen turistlerin Rize'ye geri gelmeleri ve ekonomiye destek olmaları amaçlanıyor.Ürünlerine zarar gelen çiftçilere de devletten müjde var. İlçe halkının dediğine göre devlet ilçede bulunan her türlü bahçe ve tarlaya özel destek sunuyor. Bunun yanı sıra bu sene üretilecek ürünlerde devlet tarafından gerekli fiyatlar karşılığında satın alınacak. Üretimin de bu hamle ile yeniden gelişmesi bekleniyor. |
Olası bir sel felaketine karşılık önlemlerde yetkililer tarafından alınmış durumda. Arkadaşlarım ile birlikte gezerken taştığı söylenen nehirlerin birisinin yakınlarına uğruyoruz. Söylenenlere ve haberlerde yansıtılanlara göre nehir yataklarının ve çayların yanına birçok yerleşim yeri kurulmuş, dolayısıyla nehrin taşması daha büyük bir zarar olarak yansımış ilçeye. Ancak şu anda nehir yatağının yakınında bulunan evlerin hepsi yıkılıyor, daha modern ve sağlam yapılar ise nehirden uzak olan daha yüksek bölgelere yapılıyor. Yetkililer bu şekilde hem güzel bir şekilde tedbir almış, hem de ilçenin daha düzenli bir hale bürünmesini sağlamış. İnşaattaki ustaların birisi ile de konuştuğumuzda yapılan yeni yapıların olabilecek bir toprak kaymasına dayanabilmeleri için daha sağlam bir altyapı ile yapıldıklarını duyduk. Bu da bizi oldukça mutlu etti.
Nehirler ve çaylar Gündoğdu'da oldukça fazla bulunuyor. Halk insanının söylediklerine bakılırsa sadece bu ilçede 12 tane nehir ve çay var. Olabilecek bir sele karşı alınan en güzel tedbir de bu 12 farklı çay ve derede uygulanmış. Dere yataklarının ve çayların yanına bentler yapılmış. Yetkililere göre bu bentler gelen fazlaca suyun içeride tutulmasını ve taşarak insan hayatını olumsuz etkileyen su miktarının azalmasını sağlıyor, dolayısıyla kalıcı bir çözüm niteliğinde. Yapılan bentlerin yanı sıra çayların ve nehir yataklarının yanlarına uyarı levhaları asılmış. Bu levhalarda bulunulan su kaynağının sele neden olma riski ve böyle bir durum olursa neler yapılması gerektiği anlatılıyor.
|
Arkadaşlarım ile çıktığım Rize/Gündoğdu gezisi bana doğal afetlerin, özellikle de selin neden olabileceği sorunları fazlasıyla gösterdi. Bunun yanında selin sebep olduğu problemlerin insan kaynaklı hatalar ile daha yıkıcı olabileceği de gözler önüne serildi. Yeşilin her tonunun bulunduğu, sessizliğin ve huzurun yıl boyunca sürdüğü, sıcak ve misafirperver bir kültürü olan bu cennet ilçenin de bugünlerde alınan tedbirler, yeniden tasarlanan ve planlanan şehir ile bir daha doğal afetin zarar veremeyeceği bir il olması en büyük isteğim. Şu an her şeyini ortaya koyup ilçenin tekrardan yaşanılabilir bir hal alması için uğraşan kişiler insanda büyük hayran uyandırıyor ve insanın bu şekildeki bir bölgeyi ziyaret etme isteği de artıyor. Arkadaşlarım ile birlikte yaptığım Karadeniz turumdan geriye güzel anılar ve baştan aşağı yenilenen cennnet bir ilçe kalıyor.